Gazeteistasyon / Dicle Üniversitesi’nde imara değişikliği yapılan 2007 dönümlük alanın ranta açıldığını belirten kentteki STK’lar söz konusu değişikliğe karşı hukuki başvurularda bulunacaklarını ve kentin kültürüne, doğasına sahip çıkacaklarını ifade etti.
Dicle Üniversitesi Rektörlüğü’nce kurulan bir komisyon tarafından üniversite bünyesindeki 157 hektar alan, kentsel gelişim alanı olarak düzenlenerek imara açıldı. Üniversiteye ait alan toplamda 19500 dönüm alandan imar revizyonu yapılan ve satışı planlanan alan 2007 dönümde ticari alan olarak imar planında değişiklik yapıldı.
Dicle Üniversitesi’ndeki arazilerin imara açılmasına tepki gösteren kentteki STK’lar İnşaat Mühendisleri Odası Diyarbakır Şubesinde bir araya geldi.
Toplantıda konuşan Diyarbakır Şehir Plancıları Odası Eşbaşkanı Berivan Güneş, Dicle Üniversitesi Rektörlüğü tarafından bir kısmı ağaçlık, ormanlık olan alanların imara açılmasına ilişkin sunumunda şunları söyledi: “İmara açılan kısım yaklaşık 2 bin 7 dönüm büyüklüğünde. İmar planının gerekçesi ise çevre düzenleme planlarının daha çok bilimsel teknik analize dayalı veriler olması gerekirken burada sadece yapılacak olan yeni hastanenin ekonomik giderleri için bütçe oluşturmak maksadıyla buranın ranta açıldığına dair plan gerekçe notu düşürüldü. Dicle Üniversitesi Rektörlüğü burada açıkçası bilim üretmek yerine kendi üniversite alanlarını ranta açarak sermayeye peşkeş çekmektedir. Bu alan imara açılırken aynı şekilde alana yakın bir yerde 3,4 hektarlık bir alan da yeni hastane projesi olarak imara açıldı. İkisini de aynı planda geçirdiler. Hastane yapılabilir evet ama ormanlık alanların imara açılmasını kesinlikle kabul etmiyoruz. Biz burada Şehir Plancıları Odası olarak, TMMOB İl Koordinasyon Kurulu olarak hukuki süreçleri başlatacağımızı ve gerekli süreçleri takip edeceğimizi ifade ediyoruz. Aynı şekilde kentimize, kültürümüze, yaşam alanlarımızı ranta açanlara karşı tüm duyarlı kesimleri buna sahip çıkmaya çağırıyoruz.”
‘157 hektar alanın kentsel gelişim alanı olarak düzenlenmesi talep edildi’
Diyarbakır’ın Sur İlçesi Yiğitçavuş Mahallesi sınırları içerisinde yer alan alanı yönetmelikler çerçevesinde değerlendiren Güneş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Dicle Üniversitesi Rektörlüğü’nce kurulan bir komisyonla 157 hektar bir alan kentsel gelişim alanı olarak düzenlenmesi talep edilerek imara açılmıştır. Plan açıklama raporunda ise konut alanları ile eğitim tesis alanları, sağlık tesis alanları, sosyal ve teknik altyapı alanları ile ticaret alanları olarak değiştirilmesi talep edilmiştir. Başta Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve Sur Belediye Başkanlığı ve ilgili kurum kuruluşların planlama çalışmalarının yürütülmesine ilişkin olumlu görüş bildirmişlerdir.”
Kanay: Ekolojik soykırımdır
23 yıl üniversitede akademisyenlik yaptığını ve birçok acı olaya tanıklık ettiğini ifade eden Çevre ve Ekoloji akivisti Zeki Kanay, yaşananların çevreye “ekolojik kırım” olduğunu belirterek şunları söyledi: “Hastane yapımı için diyorlar ama asıl hastane ağaçlardır. Hastane pencerelerinin yeşile baktığı yerde hastaların daha az ağrı kesiciye ihtiyaç duyduğuna ilişkin kanıtlar mevcuttur. Binlerce yıldır yeşilliğimiz var ama bugün maalesef çöle döndürülmüş bir ortamda yaşıyoruz. 1870 yılında Diyarbakır Siverek yolunu açtıran Kurt İsmail Paşa’nın bugünkü Kırgalı (Pirinçlik) ötesinden yol güzergahını geçirmek için baltacı kolları gönderdiği ve Karacadağ’ın kuzey eteklerinde günlerce ormanları kestiği bilinmektedir. Ergani Maden fabrikasından tutun Asurluların sömürge politikalarına kadar buranın doğası tahrip edilerek günümüzde kadar gelmiştir. Dicle Üniversitesi’nin eko kırım karnesine bakacak olursak da üniversite kampüsü içinde birçok ağaçlandırma tabelasıyla karşılaşıyoruz. Birçok tabela var ama alanda ağaç yok.”
Üniversite alanında birçok ağaçlık alana bina yapıldığını ve ağaçlandırma çalışması yapılan birçok alandaki ağaçların ise kurumaya terk edildiğini ifade eden Kanay, “Tabela var ama 1 sene geçmeden ağaçlar kuruyor” dedi. Ziraat Fakültesinde 3 bin 500 meyce ağacının kuruduğunu, yeniden ekilen meyve ağaçlarının da kuruduğunu belirten Kanay, “Ziraat Fakültesi en çok araziye sahipken, tarlalar köylülere kiraya veriliyor. 2007’de 2360 dönüm alana 400 bin ağaç dikilmiş ve 27 kilometre tel çit ile çevrilmişti. Sonra bakımsızlıktan bu alandaki ağaçlar kesilerek tarla açıldı. Alandaki ağaçların yüzde 40’ı talan edildi. Üniversitenin yaptığı artık eko kırımdır. Eko kırım suçu soykırım gibi bir suçtur ve doğaya karşı suçların yasalarda belirlenmesi lazım” ifadelerini kullandı.
