HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, tarihim en karanlık ve tehlikeli ittifakının oluştuğunu ifade ederek, ‘’ Bu iktidar bloku varlığını devam ettirmek için her yola başvuruyor, her ilişkiye girmeyi mubah görüyor. Tarihimizin en karanlık ve tehlikeli ittifakı oluşmuş durumda. Bu ittifaka karşı tüm demokrasi güçlerinin birlikteliği ve ortak iradesi her zamankinden daha önemlidir. Hiç kimse bu sorumluluğu bir an bile aklından çıkarmamalıdır. Bu karanlık ve tehlikeli ittifakı durdurmak için hep birlikte ortak mücadele ve ortak irade göstermenin zamanıdır. Bu tarihi anda hata yapanın, tarih önünde de halkların vicdanında da affedilmesi mümkün olmayacaktır. Biz bu sorumlulukla hareket ediyoruz, bu bilinçle yolumuzda yürüyoruz ve bu karanlık ve tehlikeli ittifakı durdurmaya kararlıyız’’ dedi.
30 Mart’ta Türkiye’nin demokratik çözüm programını açıklayacağız
Sancar, 30 Mart Perşembe günü büyük bir buluşmayla seçim bildirgesini paylaşacaklarını belirterek şunları söyledi:
Açıklayacağımız bildirge Türkiye’nin demokratik çözüm programı olacaktır; aydınlık günlerin, halklarımızın özlediği özgürlüklerin, barışın ve adaletin programı olacaktır. Yeni bir dönemin ve yeni yaşamın manifestosu olacaktır. Seçim sürecinde tempomuzu hiç düşürmeden çalışacağız. Tam kadro sahada olacağız. Ev ev, mahalle mahalle, köy köy, kasaba kasaba, semt semt, fabrika fabrika, tarla tarla gezeceğiz. Bütün insanlarımızla doğrudan temas kuracağız. Türkiye’nin her bir köşesinde değişimin güçlü rüzgarını estireceğiz.
Yolumuz şimdi Yeşil’in ve Sol’un Yoludur
Halklarımıza kendilerini seçeneksiz bırakmayacağımıza söz vermiştik. İşte bu sözün verdiği sorumlulukla bütün çalışmalarımızı yürüttük. 14 Mayıs seçimlerinde halkımızın sandığa yansıyacak ve önümüzdeki süreci belirleyecek tarihi iradesi ve gücünü riske etme hakkımız yoktu. Böyle bir lüksümüz yoktu. Yeni bir dönem başlarken bu büyük dönüşüm gücünü mutlaka parlamentoya taşımamız gerekiyordu. Kapatma davası devam ederken başvurular yaptık. Bu davanın seçimden sonraya bırakılmasını meşru, siyasal ve hukuksal gerekçelerle talep ettik. Ama Anayasa Mahkemesi 24 aydır süren davada bir ay daha beklememe kararı verdi. Biz bunun ne anlama geldiğinin farkındayız, bu planın neyi hedeflediğini elbette biliyoruz. Bu tuzağı ve bu riski görerek kararlarımızı aldık ve seçimlere Yeşil Sol Parti ile girmeyi kararlaştırdık. Onlar akıllarınca tuzaklar oluştururken; bizler aklın, inancın ve kararlılığın ışığında yürüdük. Bu dönem büyük değişimin eşiğinde olduğumuz bir dönemdir. Parlamento önümüzdeki dönemin çok önemli bir mekanı olacaktır, hatta öznesi olacaktır. Biz biliyoruz ki toplumsal ve siyasal mücadele sadece parlamentodan ibaret değildir. Parlamento çalışmaları sadece kendi başına bütün diğer alanlardaki mücadelelerin yerine geçemez. Ama toplumsal ve siyasal alanda ortaya koyduğumuz güçlü, kararlı ve derin mücadelenin parlamentoya en güçlü şekilde yansıması da çok önemlidir.
İktidarı göndereceğiz ve büyük birlikteliği kuracağız
Karşımıza hangi engeli çıkarırlarsa çıkarsınlar, bu hedefe emin ve kararlı adımlarla yürümeye devam ediyoruz. Çünkü halklarımıza sözümüz var. Toplumun en geniş kesimlerince kabul gören köklü ve güçlü fikriyatımız, demokrasiden, barıştan ve eşitlikten yana ilkeli tavrımız Türkiye’nin bugün beklediği büyük değişim ve dönüşümün tam da kendisini ifade etmektedir. Bu ceberut düzenden, çürümüş ve çürüten talan düzeninden, savaş politikalarından, sömürüden, her türlü ayrımcılıktan kurtulmak isteyen her bir insanımızın yüzünü döneceği yer, buluşacağı adres bizleriz. Ne statüko ne de restorasyon diyoruz. Bizim arzumuz, sürekli kriz ve kaos üreten bu düzeni değiştirmektir. Türkiye toplumu on yıllardır statüko ve restorasyon tercihine sıkıştırılmak isteniyor. Biz bu sıkışmışlığı Üçüncü Yol fikriyatımız ve politikamızla bertaraf ediyoruz, etmeye de devam edeceğiz. Üçüncü Yol’un önünü açmak için önce bu iktidarı göndereceğiz, bu düzenin değişmesini sağlayacağız ve büyük birlikteliği kuracağız.
Kürt sorununun çözümü için yeni bir anlayış ve dilin mutlaka oluşması gerekiyor
Türkiye’nin her alanda önünü tıkayan, gelişmesini engelleyen Kürt sorunu başta olmak üzere bütün sorunlar karşısında diyalog ve çözüme odaklı yeni bir anlayışın, yeni bir siyasal kültürün ve dilin mutlaka oluşturulması gerekiyor. Halkların ortaklığı ile kurulacak bu yeni dünyayı inşa etmek de yolumuzu aydınlatacaktır. Yeni bir dil olmadan yeni bir dünya kurulamaz. Biz bu yeni dili mücadele birikimimizle, halklarımızın ortaklığıyla oluşturuyoruz, büyütüyoruz. Hedefe emin adımlarla ilerliyoruz.