Tarih: 17.10.2020 11:58

Mühtedi hilal

Facebook Twitter Linked-in

Sembol, işaret, rumuz insanlık kadar eski. İnsanın varoluşuyla birlikte semboller de var oluyor. Yazının icadından önce insan sembollerle, işaretlerle anlaşıyor. Sembollere vasat zekanın ürünü demek de mümkün. Hal böyle olunca, her ideoloji, her millet ister istemez bir sembol sahibi oluyor. Şimdilerde her şirketin, her malın bir sembolü olması da sırf bu yüzden. Neyse mevzuu derin, merama geliyorum. Din de bir ideoloji olduğuna göre, Müslüman’ın hilali, Hristiyan’ın haçı ve Yahudi’nin Davut yıldızı ile ifade bulması sanırım tamamen tesadüf. Bunlara mana yüklenmesi sonradan yapılıyor herhalde… Bugün, semboller yerli yerine oturmuş, ama dün haçı bir başkası, Davut yıldızını öteki ve Hilali de başkasının sembol seçip kutsal bellemesi de mümkün. Nasıl mı? İşte Hilal’in hali! Müslümanlık dahası Selçuklu ve özellikle de Osmanlı ile birlikte Türk’e ait olması daha çok hasımlarının yakıştırması gibi görünüyor. Hilal’e mühtedi dedik. Bu durduk yere bir tespit değil. Hristiyanlık ve İslamiyet’ten evvel, Bizans ve Atina müttefik. İşte o yıllarda ki Makedonya Kralı 2. Filip, Bizans’ı kuşatıyor tarih M.Ö 382 ve sonrası… Bizans ha düştü ha düşecek derken, imdadına Atina koşuyor. Ve tesadüf bu ya Atina’nın yardıma koştuğu tam da o günde gökte hilal görünüyor ve o tarihten sonra Hilal, Bizans’ın kutsalı oluyor. Anlayacağınız Hilal’in Müslümanlaşması yani mühtedi olması çok sonraları gerçekleşiyor. Abdülhamid döneminin ABD’nin diplomatik temsilcisi Samuel Sullivan Cox anılarında durumu şöyle anlatıyor: “Atina’nın en kıymetli hatipleri, Atinalıları Bizans’a yardım etmeliri için nutuk üstüne nutuk attılar. Atinalılar Bizans’ın yardımına koşma kararı aldıklarında gökyüzünde ışıklı bir hilal görülmemiş miydi? Filip püskürtüldüğü zaman Hilal bu Yunan kentinin arması oldu.” Meraklısına not: Samuel Sullivan Cox Bir Amerikalı Diplomatın İstanbul anıları-1885-1887 S.627-628


Orjinal Habere Git
— HABER SONU —