Gazeteistasyon - Gazeteci, yazar ve sinemacı Ruhi Karadağ, çözüm sürecinde dağda PKK’lilerin ağzından ateşkes ve barışa dair görüşlerini gazeteci Faruk Balıkçı ile birlikte kaleme aldıkları 'Suskunlar Konuşuyor... Yaralı Yonca (Nefela Birîndar)' kitabının tanıtımını yapan gazete kupürünü paylaştığı için 1 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. Yaşadığı İngiltere’den hasta annesini ziyarete gelirken gözaltına alınan Karadağ’ın annesi ise bugün yaşamını yitirdi.
İngiltere'de yaşayan ve geçen ay hasta annesini ziyarete gelirken havaalanında gözaltına alınan gazeteci, yazar ve sinemacı Ruhi Karadağ'a, yurtdışı yasağı ve denetimli serbestlik uygulanarak serbest bırakıldı. Karadağ, 6 Mayıs tarihinde çıkarıldığı ilk duruşmada, sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek 1 yıl 3 ay hepis cezasına çarptırıldı. Mahkeme, bir daha suç işlememesi kaydı ile cezayı 5 yıl süreyle erteledi.
Karadağ hakkında 'örgüt propagandası yaptığı' iddiasıyla açılan davada, 2 Nisan 2015 tarihinde kendisini yazdığı ve Evrensel gazetesinin, 'Suskunlar Konuşuyor... Yaralı Yonca (Nefela Birîndar)' tanıtımını yaptığı Facebook hesabından paylaşması delil olarak gösterildi.
İddianamede, ayrıca Karadağ'ın sosyal medya hesabından Posta gazetesi, T24, CNN Türk ve Sözcü gazetelerinin haberlerini paylaşması ile 27 Mayıs 2015 tarihinde '... ve Pazarcık... Gökkuşağı ve hüzün... Doğa ve isyan...' yazısı ile birlikte gökkuşağı fotoğraflarını paylaşması da yer aldı.

Hukuka aykırı bir durum'
Karadağ'ın avukatlarından Atilla Saatçıoğlu, soruşturmanın baştan sona skandal bir soruşturma olduğunu ve ön yargılı yaklaşıldığını belirterek, 'Müvekkilimin 2012 yılından başlayıp bütün sosyal medya içerikleri taratılmış ve bunlar bir araya getirilerek 'delil' olarak sunulmuş ve bunun üzerinden iddianame hazırlanmış. İlk duruşmada, müvekkilimin kendi yazmış olduğu bir kitabın tanıtımını yapan Evrensel gazetesinin haber kupürünü paylaşması 'örgüt propagandası' olarak sunuldu. Tamamen mesnetsiz, hukuka aykırı bir durum” dedi.
Avukat Saatçıoğlu, Terörle Mücadele Yasası'nda AB uyum yasaları çerçevesinde çeşitli dönemlerde yapılan, 'eleştiri sınırlarını aşmayan görüşlerin terör propagandası sayılamayacağı' yönündeki düzenlemelerine rağmen, uygulamanın halen devam ettiğini belirterek, bu kanun maddesi ile yapılan yargılamalarda söz konusu düzenlemeye uyulmadığını sözlerine ekledi.
'Gazeteci ve yazar duyarlılığı ile paylaşım yaptım'
Gazeteci Ruhi Karadağ da, mahkemede yaptığı savunmasında, dava dosyasına konulan tüm paylaşımlarının haber, sinema, genel olarak da yazın ve düşün dünyasına ait olduğunu, bunları gazeteci ve yazar duyarlılığı ile paylaştığını belirterek, 'Yaptığım sinema filminin afişi bile suç dosyasına eklenmiş. Yazdığım kitap medya dünyasında haber olarak kullanılmış. Paylaştığım için yine suç dosyasına eklenmiş. Çeşitli anı-gezi fotoğraflarım yine suç dosyasına eklenmiş. Bir gazeteci ve bir yönetmen olarak onlarca ödül aldım. Ulusal ve uluslararası ödül almış 'Simurg' filmi afişinin suç delili olarak kullanılması yada paylaşımlarımda kullanılan gazete haberlerinin dosyada 'suç' olarak sunulması çok düşündürücüdür ve üzücüdür' dedi.

Ziyaretine geldiği annesi vefat etti
Bu arada, hastalığında onu görmek için Londra’dan İstanbul’a gelirken havaalanında gözaltına alınan ve yapılan ilk duruşmada ceza alan Ruhi Karadağ’ın annesi Fatey Karadağ ise bugün hastalığı nedeniyle yaşamını yitirdi. Fatey Karadağ’ın cenazesi bugün Kahramanmaraş’ın Pazarcık il ilçesinde toprağa verildi.