Tarih: 22.11.2022 14:12

Kadın Gazeteciler yaşadıkları polis şiddetini anlattılar

Facebook Twitter Linked-in

Türkiye Gazeteciler Sendikası Kadın ve LGBTİ+ Komisyonu bu yıl gazetecilerin maruz kaldıkları şiddete dikkat çekti. Açıklamada, ''Avrupa ve OECD ülkeleri arasında erkeklerden fiziksel veya cinsel şiddet gören kadın oranının en yüksek olduğu ülke, Türkiye'' Türkiye Gazeteciler Sendikası Kadın ve LGBTİ+ Komisyonu Sansür Yasası diye bilinen Dezenformasyon Yasasına vurgu yapılırken Komisyonun 13 gazeteci ile yaptığı anket çalışmasının verileri de kamuoyuna duyuruldu. Komisyon adına açıklamayı Çağrı Sarı okudu. Sarı, Dezenformasyon Yasası’nın Meclis’te kabul edilmesinin ardından kadına şiddetin daha fazlasını yaşayacaklarından endişe duyduklarını dile getirerek, '' Meclis’te kabul edilmesinden 10 gün sonra 11 gazetecinin gözaltına alınması, 9’unun tutuklanması bunun kanıtı. Her gün sokakta, eylemde, basın açıklamasında, yani haber takibi sırasında kadın gazeteciler fiziki, sözlü veya psikolojik şiddete maruz kalıyor. Kolluk kuvvetleri kadın gazetecilere şiddet uyguluyor, cinsiyet ayrımcılığı yapıyor. Gazetecilikte Kadın Koalisyonu verilerine göre; 2021’de kadın ve LGBTİ+ gazetecilere yönelik tüm dünyada kaydedilen şiddet vakalarının dörtte biri Türkiye’de yaşandı. Bu oran 2022’de yüzde 43,9 arttı .Avrupa ve OECD ülkeleri arasında erkeklerden fiziksel veya cinsel şiddet gören kadın oranının en yüksek olduğu ülke, Türkiye'' dedi. TGS Kadın ve LGBTİ+ Komisyonu 13 il'de kolluk şiddetine dair yaptıkları araştırmada kadın gazeteciler neler yaşadıklarını şöyle anlattı: “Tutuklu gazetecilerle dayanışmak için 5 Temmuz’da Ankara Ulus’ta ki eylem öncesi polis tarafından gözaltına alındım. 5-6 polis tekme, yumruk ve tokatlarla dövdü. Yere yatırıldım, ters kelepçe yapıldı, bir polis diziyle boynuma bastırarak nefes almamı engelledi.” “Gezi davası kararını protesto eylemlerinde Cihangir'de ablukaya alınan eylemcileri görüntülemek istedik. Polis gazetecilere de müdahale etti. Basın Kanununu hatırlattığımız ve halkın haber alma hakkının ihlal edildiğini belirttiğimiz bir polis Anayasa Mahkemesine gitmemiz gerektiğini söyledi. Ben de Madem öyle gidelim dedim, bir başka polis, Bir sinkaf yapamazsınız yanıtını verdi.'' ''Eve gittiğimde vücudumdaki morlukları sayıyorum. Bunlar bizim rutinimiz haline geldi. Gerçeklerin duyulmasını, bizlerin tanıklık yapmasını istemiyorlar.”” “Gözaltına alan polis, gazeteci olduğumu söylediğimde 'Sen benim gazetecim değilsin' dedi. O polis son aylarda pek çok eylemde taciz ve şiddet görüntüleri ile gündeme gelen Hanifi Zengin'di.” Evrensel Gazetesi Muhabiri Eylem Nazlıer ve Bianet Muhabiri Tuğçe Yılmaz açıklamada söz alarak yaşadıkları polis şiddetini paylaştı. Eylem Nazlıer; ''1 Eylül Dünya Barış Günü’nde Taksim’de yapılan açıklamayı izliyordum. Açıklamaya polis müdahale etti, o dönem İstanbul Emniyet Müdür yardımcısı olan şahıs, bir kadın eylemciyi kastederek ‘bırakın gitsin şu o…’ gibi bir söz kullandı. O anı kaydettiğimi gördü, bana yöneldi. Telefonumu almaya çalıştı ama vermeyeceğimi ve diğer basın mensuplarının geldiğini anlayınca basın kartımı göstermemi istedi. O gün defalarca engellendim. O görüntüler çok tepki çekti. Ama birkaç gün sonra emniyet müdür yardımcısının terfi ettiğini öğrendim. Ödüllendirildi! Aslında bu biz gazetecilerin 'rutini' haline geldi. Sorumlular yargılanmadığı gibi hem cezasızlıkla hem de ödüllendirilmeyle mükafatlandırılıyorlar.” Bianet muhabiri Tuğçe Yılmaz da, ''Eylül 2022’de, İstanbul Kadıköy’deki Dünya Barış Günü eylemlerinde haber takibi esnasında sivil polislerden birinin cinsel saldırısına maruz kaldım. Ben kollarım yukarıda, telefonumu kaldırdığım bir pozisyonda görüntü almaya çalışıyordum. Tam o anda, ortada bir arbede bile yokken, sivil polislerden biri bilinçli bir hamleyle sol göğsümü sıktı. Bu, yanlışlıkla olmuş bir şey değildi. Yani sivil polis kasten, doğruca göğsümü sıktı.Taciz anının görüntüsü de var. Taciz anında kendimi savundum. ve elini üstümden ittim. Polisler, arkadaşlarının yüzü kayıtlara girmesin diye arkaya gönderdiler hemen. Şimdi ise süreç devam ediyor. Polisin kimliğinin tespit edilmesi ve diğer tüm süreçlerin ilerlemesi için avukatımla birlikte suç duyurusunda bulunduk.''  


Orjinal Habere Git
— HABER SONU —