Sözde cumhurbaşkanı ve ayakkabı boyacılığı yapan gazete patronu...

Cumhurbaşkanlığı koltuğu tandır gibi bir şey…Koltuğa kim oturursa otursun hep ateş edilmiş; hedef olmuş. M. Kemal Paşa'dan tutun, İsmet İnönü'ye ondan Celal Bayar'a ve haleflerine. Belki bir iki istisna varsa o da darbe dönemleri. Cumhurbaşkanı'nın bu dönemlerde hedef olmamaları zaten itiraz etmemekten değil, düpedüz korkudan… CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Sözde Cumhurbaşkanı" çıkışı, bu günlerde 'anayasal düzeni zorla değiştirmeye kalkmak'la neredeyse eşdeğer. M. Kemal Paşa'nın devri iktidarında da benzer tartışmalar, eleştiriler yaşanıyor. Dönemin gazete patronlarından Arif Oruç, Yarın Gazetesi'nde tutuyor; İsmet Paşa'nın başbakanlığını hazmedemiyor, üstüne üstlük bir de M. Kemal Paşa'nın başbakan, Fevzi Çakmak Paşa'nın da cumhurbaşkanlığına getirilmesini istiyor…. Milliyet gazetesinin kurucu sahibi Ali Naci Karacan ki o yıllarda İnkilap'ı çıkartıyor. Ali Naci Karacan ile Arif Oruç'un gazeteleri komşu. İktam Yurdu'nun üst katında İnkilap altta ise Yarın gazeteleri çıkıyor… Polemik, tartışma, hırpalama gırla gidiyor. Ali Naci bir gün " Vatan Haini Arif Oruç" manşetiyle çıktığında alt kattaki makamında oturan Ali Oruç'da sinir-minir kalmıyor… Sonrasında yaşananları Ali Naci Karacan'ın anılarından öğreniyoruz: "Günün birinde alt kattaki makam odasında oturan Arif Oruç, silahı çekiyor, tavana doğru "dan dan dan" saydırmaya başlıyor. Ali Naci'yi korkutacak!" Sonrasında mı neler oluyor? Arif Oruç'un Yarın gazetesi süresiz kapatılıyor. Arif Oruç da hırsından bir sandık alıp, ayakkabı boyacılığına başlıyor... Meraklısına not: Sadun Tanju Dolu Dizgin Milliyet'in kurucusu Ali Naci Karacan Bir gazetecinin hayatı S-101-102-103


Orjinal Habere Git